Portekiz’in başkenti olan Lizbon, önemli bir liman kenti olmasının yanı sıra Portekiz’in en kalabalık, en büyük ve en zengin şehridir. Tejo nehrinin Atlas Okyanusuna dökülemeden oluşan koy üzerinde konumlanan Lizbon, Avrupa’nın en batı kıyısında yer alır. İber Yarımadası’nın ekonomi ve finans açısından önemli bir merkezidir.
Son derece hareketli bir kent olan Lizbon’un nüfusu yaklaşık olarak 530.000’dir. Avrupa ülkelerinden biri olan Portekiz’in para birimi Euro olduğu için, Lizbon’un para birimi de Euro’dur. Türkiye ile arasında -2 saat fark vardır. Fazla bir saat farkının olmaması da Türkiye’den şehri ziyaret etmek isteyenler için bir avantaj oluşturmaktadır. Ülkede kullanılan resmi dil Portekizcedir ancak şehirde çokça İngilizce de konuşulmaktadır.
Lizbon’un Tarihi
Lizbon, oldukça köklü bir tarihe sahiptir. 711’li yıllarda Arapların eline geçen Lizbon, o dönemlerde el-Aşbuna adıyla anılmaktadır. Kent, Endülüslüler döneminde oldukça gelişmiş ve o dönem halkın resmi dili Arapça olmuştur. 1147 senesinde Portekiz kralı I. Afonso yönetiminde İngiliz, Alman, Fransız ve Portekiz şövalyelerden oluşan kalabalık bir gurup Lizbon’un çevresini kuşatarak, kenti Endülüslülerin elinden almış ve pek çok insan katledilmiştir. Portekiz kralının verdiği emir ile Lizbon Belediyesi resmi olarak 1179 senesinde kurulmuş ve ardından 1255 senesinden itibaren Portekiz’in Başkenti olmuştur. Ortaçağın sonlarına doğru bir hayli gelişen şehir, Akdeniz kesimi ile Kuzey Avrupa’nın önemli ticaret merkezi haline dönüşmüştür. Portekiz kralı I. Diniz tarafından 1290 senesinde Estudo Geral (Genel Öğretim) adıyla bir Lizbon’a üniversite kurulmuş ve bu Lizbon Üniversitesi, Portekiz’in ilk üniversitesi olarak tarihe geçmiştir. Portekiz gemi seferlerinin pek çoğu 15. ve 16. Yüzyılda Lizbon şehrinden başlamakta olup, şehir Avrupa’nın Uzak Doğu ile yaptığı ticarette merkez görevini görmesiyle de 16. Yüzyılda altın çağını yaşamıştır. Ancak 1531 ve 1755 senelerinde gerçekleşen depremlerle şehrin neredeyse %80’i yıkılmıştır. 1994 senesinde Avrupa Kültür Başkenti olan Lizbon, İstanbul ve Roma gibi 7 tepe üzerine kurulmuştur.
Ne Zaman Gidilmeli
Lizbon şehri, Avrupa bölgesinin en ılık kışlarını geçiren kentlerden biridir. Bu nedenle Lizbon’a her mevsim gitmek mümkündür. Turist açısından en aktif olduğu dönem Haziran ile Eylül ayları arası, turist sayısının azaldığı ve fiyatların düşüşe geçtiği dönem ise Ekim ile Şubat ayları arasındadır. Havaların biraz daha ılındığı ve turistlerin henüz Lizbon Şehrine akın etmediği dönem ise Mart ile Mayıs aylarıdır. Sessiz ve sakin bir tatil planlayanlar için en ideal dönem Mart ve Mayıs ayları arasıdır.
Neler Yapılır
Lizbon’da kültürel ve eğlence odaklı pek çok mekân bulunmaktadır. Kentin tarihi kültürü için Alfoma, gece hayatı için Bairro, alışveriş içinse Baixa bölgesi değerlendirilebilir.
Ne Yenir, Ne İçilir?
Lizbon, bir liman kenti olmasından ötürü yemek konusunda deniz ürünleri ile meşhurdur. Şehirde birbirinden leziz balık çeşitlerine rastlayabilir ve daha önce almadığınız tatları alabilirsiniz.
Lizbon’da en popüler balık çeşitlerinden biri Morina’dır. Az yağlı ve hafif bir lezzete sahip olan Morina, turistler tarafından çok sık tercih edilmektedir.
Pasteis de Bacalhu ismine sahip balık kekleri de şehirde oldukça üne sahiptir.
Ayrıca Sardinhas Assadası adıyla mangalda sardalya da yine favori seçeneklerden biridir.
Dünya mutfağına ait birçok restoranı da bu şehirde görmeniz mümkün. Oldukça leziz et yemekleri ve geleneksel tatları da Lizbon’da bulabilirsiniz.