Dünyanın gördüğü en eski ve en büyük medeniyetlerden biri olan Mısır, milattan önce 4000 yılına kadar uzanan kadim kültürüyle dünya tarihine yön vermiş birçok gelişmeye ev sahipliği yapmıştır. Afrika’ya ve kıtanın Akdeniz kıyılarına kara üzerinden ulaşımın transit noktası olması dolayısıyla stratejik öneme sahip olan ülke, geçmişte olduğu gibi bugün de dünyanın başlıca siyasi ve ekonomik hareket noktaları arasında yer almaktadır. Nil nehrinden beslenen ve başlangıçtan günümüze tüm içtimai yaşamın buna göre şekillendiği bu değerli topraklar, tarımın yanı sıra su ulaşımı, balıkçılık ve ticari faaliyetler bakımından da bereketin sembolü olmuştur.
Başlangıçtan Günümüze Mısır
Yaşam ve inanış şekilleri bakımından çağdaşlarından birçok noktada ayrılan Mısır, özellikle Firavunlar Dönemi’ne ilişkin sıra dışı bir dinî ve mimari birikime sahiptir. Ülkenin farklı bölgelerinde çeşitli büyüklüklerde inşa edilmiş olan ve gizemi hâlâ araştırılmaya devam eden piramitler, bugün Mısır’ı dünyanın en ilgi çekici tarihî ve turistik cazibe merkezi kılmaktadır. Bununla birlikte hiyeroglif yazıları, resmî tarih kayıtları ve sanatın ilk örneklerini teşkil eden çeşitli gravürler de antik Mısır’ın dünyaya bıraktığı miraslar arasında yer almaktadır. Çok tanrılı ve hacimli bir mitolojik birikimden tek tanrılı ilk antik dine (Aton – Güneş dini) geçişin de çıkış noktası olan Mısır, milattan sonra 641 yılında Sasani İmparatorluğu tarafından fethedilmesiyle aynı zamanda İslam dininin de yayıldığı ilk coğrafyalardan biri olma özelliği taşımaktadır.
Türklerle Memlûk yönetimi vasıtasıyla 13. asırda tanışan Mısır’ın Osmanlı hâkimiyetine girmesi ise 1517 yılına dayanmaktadır. Bu tarihten sonra Türk ağırlığını korumakla birlikte Fransız ve İngiliz devletlerinin de etkisi altına girmiş olan ülke, 1900’lü yılların ilk yarısından itibaren çeşitli Mısırlı yönetimlerce idare edilmiştir. Bugün ise resmî adı Mısır Arap Cumhuriyeti olan ülke; yaklaşık 7 bin yıllık geçmişi, jeopolitik konumu ve gelişen ekonomisiyle Orta Doğu, Afrika ve Akdeniz’in stratejik merkezleri arasında bulunmaktadır.
Büyüyen ve Gelişen Ekonomi
Mısır; Arap ülkeleri içinde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından üçüncü, Afrika kıtasında ise Güney Afrika’dan sonra ikinci büyük ekonomiye sahiptir. Ülke ekonomisi önemli ölçüde dış ticaret açığı vermekle birlikte turizm başta olmak üzere Süveyş Kanalı ve sıvı-gaz fosil yakıt gelirleri, bu açığın kapatılması adına ülkeye büyük avantajlar sağlamaktadır.
Özellikle turizm, ülkenin döviz gelirlerinin dörtte birinin elde edilmesi ve istihdamın yaklaşık yüzde 20’sini karşılaması bakımından Mısır ekonomisinde oldukça hacimli bir yer tutmaktadır. 2011 yılında başlayan siyasi karışıklıklar ve radikal grupların ülke sınırlarına müdahalesi nedeniyle turizm hareketliliğinde kritik ölçüde düşüş meydana gelse de 2017’den itibaren bu alanda hızlı bir yükselme yaşanmıştır.
Ülkenin başlıca endüstriyel gelir kalemlerini petrol sanayi, tekstil, hazır giyim, çelik, çimento, kimyasallar ve ilaç sanayi oluşturmaktadır. Aynı zamanda Körfez Ülkeleri’ndeki yenileme çalışmaları nedeniyle inşaat sektöründeki canlanma da yapı sektörünü ülke ekonomisinin lokomotifi hâline getirmiştir. Bunun yanı sıra Mısır, ikili-çok taraflı ticaret anlaşmaları ve düşük işçi-enerji ücretleri ile yatırımcılar için cazip fırsatlar barındırmaktadır. Ülkede yedisi kamu, üçü özel olmak üzere 10 serbest ticaret bölgesi bulunmaktadır. Ayrıca serbest bölgelerde kurulacak firmaların ihtiyacı olan makine ve ham madde gibi ihtiyaçlar, gümrük vergisi ve KDV ödemeden ithal edilebilmektedir.
Türkiye ile İlişkiler
Coğrafi bağlantı açısından ele alındığında Mısır, Anadolu’yla ilk bağlantısını milattan önce 1259 yılında Kadeş Antlaşması ile kurmuştur. Tarihte ilk yazılı antlaşma olarak kabul edilen bu akdin ardından Mısır’ın Anadolu ile sonraki yakın ilişkileri, Osmanlı Devleti ile yeni bir boyut kazanmıştır. Sonrasında ise Türkiye Cumhuriyeti, Mısır ile ilk olarak 1925 yılında diplomatik ilişkiler kurmaya başlamış ve 1948’de Kahire’de büyükelçilik düzeyinde temsil edilmeye başlanmıştır. Mısır’da sosyalist rejimin kuruluşuyla birlikte ikili ilişkiler 1961-1963 yılları arasında askıya alınmışsa da günümüzde her iki ülkenin de başkentinde büyükelçilikler ve diğer büyük şehirlerinde konsolosluklar bulunmaktadır.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler incelendiğinde ise Mısır’ın, Türkiye’nin Afrika’da en fazla ticaret yaptığı ülke olduğu göze çarpmaktadır. T.C. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2014 yılı itibarıyla 4,7 milyar dolar düzeyinde seyretmektedir. Türkiye’nin Mısır’a en çok ihraç ettiği ürünleri benzin, demir-çelik yarı mamulleri, inşaat demiri, çimento, pamuklu mensucat, araba lastiği, kırmızı mercimek ve fındık oluştururken Mısır’dan ithal ettiği ürünlerin başında ise petrol yağları, kimyasal ürünler, karbon, hazır giyim ürünleri ve pamuk ipliği gelmektedir.