Yüzyıllara dayanan tarihi boyunca Hunlar, Romalılar, Avarlar, Bulgarlar ve Osmanlılar başta olmak üzere pek çok medeniyeti ağırlayan Kosova, günümüzde sahip olduğu zengin mirası, leziz yemekleri ve göz kamaştıran doğasıyla Balkan coğrafyasının göz bebeği olarak anılıyor.
Sırbistan ile yaşanan savaşın ardından 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Kosova, dünyada sayılı ülke tarafından tanınıyor. Herhangi bir denize kıyısı bulunmayan Kosova’nın çevresini saran sınır komşuları ise Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan.
Roma’dan Osmanlı’ya Kosova
Roma İmparatorluğu döneminde ‘’Dardania’’ ismiyle anılan bölge, özellikle Osmanlı hâkimiyetinin ardından hızlı bir gelişme sürecine girdi. Doğu ile Batı arasında uzanan önemli ticaret yollarının üzerinde bulunması ise Kosova’nın tarih boyunca ekonomik anlamda ilerlemesine ivme kazandırdı.
Farklı Dillerin ve Kültürlerin Ülkesi
Kosova; Mitroviça, Yakova, Prizren, Gilan, Ferizovik, Priştine ve İpek olmak üzere yedi bölgeye ayrılıyor. Kosova’nın başkenti Priştine hem nüfus hem de yüz ölçümü bakımından ülkenin en büyük şehri olma özelliği taşıyor. Ülkede kabul edilen resmî diller ise Arnavutça ve Sırpça. Buna karşılık Boşnakça, Romanca ve Türkçe de yaygın bir şekilde konuşuluyor. Üstelik Türkçe; Mitroviça, Gilan, Priştine ve Prizren gibi belediyeler tarafından resmî dil olarak da kabul ediliyor. Her daim çok kültürlü ve renkli atmosferiyle dikkat çeken bu coğrafyada gezerken günümüzde de farklı uygarlıklara ait izleri rahatlıkla görmek mümkün.
Savaşın Etkisi Sürüyor
Geçmişten günümüze pek çok önemli siyasi ve kültürel olaya sahne olan ülkede halkın neredeyse tamamı Müslüman. Bununla birlikte Kosova’da yaşamını sürdüren Katolik Hristiyanlar da var. Sırbistan ile yakın geçmişte yaşanan savaş günümüzde sona ermiş durumda. Ancak savaşın ekonomik etkileri hâlen büyük ölçüde devam ediyor. Özellikle Yakova ve Prizren gibi kentlerde dolaşırken savaştan geriye kalan izlere rastlanabiliyor.
Bir Günde Gezmek Mümkün
Kosova, yüz ölçümü olarak diğer pek çok Avrupa ülkesine kıyasla hayli küçük. Bu da tatil için kısıtlı zamanı olan kişiler için ülkeyi ideal bir destinasyon hâline getiriyor. Ülkeyi ziyaret edenler, keşfe başkent Priştine’de yer alan ve toplamda üç kattan meydana gelen Kosova Ulusal Müzesi ile başlayabilir, böylece ülkenin göz kamaştıran tarihî miraslarından bazılarına şahitlik edebilir.
Osmanlı’ya Karşı Gelen Asilzade
Osmanlı döneminde “İskender Bey” ismiyle bilinen Skanderbeg’in heykeli, Priştine’nin en önemli eserlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Önceleri devlete hizmet eden bir asilzade iken sonradan yönetime karşı gelen ve zamanla halk kahramanına dönüşen Skanderbeg, hâlen Kosova’nın başlıca kültürel ögeleri arasında yer alıyor.
Tarihin Tanığı Kosova
Başkent Priştine, barındırdığı muhteşem tarihî eserlerle âdeta ülkenin özeti gibi. Diğer bir ismiyle “Hünkâr Camii” olarak adlandırılan Fatih Camii, şehre Osmanlı egemenliğinden miras kalan başlıca yapılar arasında bulunuyor. 1800’lü yılların ortalarına doğru inşa edilen Saat Kulesi ise şehrin bir diğer sembolünü oluşturuyor. Ayrıca Osmanlı hâkimiyeti yıllarında buradan namaz vakitlerinin duyurulması da tarihî kuleye dair enteresan detaylar arasında.
Binlerce Kitap ve El Yazması
Şehirde meydana gelen çatışmalar sırasında büyük oranda hasar gören ve daha sonra tekrardan restore edilen Aziz Nikola Kilisesi, olağanüstü vitraylarıyla görülmeye değer. 5 binin üzerinde kitap ve el yazmasına ev sahipliği yapan Ulusal Kütüphane ise hem birbirinden değerli eserleriyle hem de görkemli mimarisiyle kentin bir diğer önemli turistik noktası.
Tadı Damakta Kalan Lezzetler
Bölgeye has lezzetler arasında yer alan meşhur el açması börekler, Kosova gezisi sırasında gastronomi turu da yapmak isteyen ziyaretçilerin ilgi odağında yer alıyor. Turistlerin, tadı damakta kalan bu enfes lezzeti denemek için pek çok caddeyi saran iştah açıcı kokuları takip etmesi yeterli. Ayrıca ziyaretçiler, gezi molası sırasında Balkan coğrafyasının genelinde çok sevilen trileçe tatlısının ve birbirinden leziz kahvelerin de tadını çıkarabilir.